this is me trying

Uzun zamandır paylaşamadığım duygu ve düşüncelerimi paylaşabilmek için açtım bu beyaz sayfayı. 

İnsanın kendini ifade edebilme kabiliyetini hiçbir zaman kolay bir şeymiş gibi düşünmemiştim lakin bu kadar zor olabileceğini de aklıma getiremezdim. Gerçekten de bu mümkünmüş. Klasik söylemler olarak bahsedilen boğazının düğümlenmesi ve kelimelerin ağzından bir bir dökülemeyişi ne kadar da insanı yoran bir şeymiş. Bir şeylerin iyi olmasını istemek ama yapamamak, zamanla düzelir diye düşünerek akıp giden zamanın içerisinde kaybolmak...

Kendimi kaybolmuş hissettiğim için düşüncelerimi ifade etmekte oldukça zorlandım. Sadece dile getirmek değil aynı zamanda yazıya dökmek de benim için artık hiç kolay değildi. Bir şeyler karalıyordum öyle ancak her zaman yetersiz geliyordu. Birçok kez blog ekranını açıp bu sefer tekrardan yazı yazabileceğim dedim kendime. Defalarca kendimde güç bulmaya çalıştım. Çünkü bana iyi hissettiren bir şeyi kaybetmek istemiyordum. O zamana kadar kendimi kaybettiğim gerçeğiyle yüzleşemiyordum. Beni tanıdığını sanan birçok insana sorsanız tabii ki de herhangi bir sorunum olduğunu düşünmezdi. Çünkü ben kapalı kutuydum ve her ne kadar zaman zaman bazı insanların iyi hissetmediğimi görmesini istediysem de bir yerden sonra artık buna ihtiyaç duymayı bıraktım. İhtiyacım olan tek şey kendim olabilmekti. Bunun farkındalığı üzerimde daha fazla bir etki yarattı. 

Bir şeylerle yüzleşebilmek hiç kolay değildi. Kendimizle verdiğimiz bu zorlu mücadele öyle kısa sürede sonuç verebilecek türden bir şey hiç değil. Ben biraz sabırsız bir insan olduğum için dert yandığım zamanlar olmadı değil ama sanırım biraz da olsa törpüleyebildim kendimi. Tabii bu sırada da anladım ki insanın kendini eğitebilmesi öyle herkesin harcı türden bir şey değil. Ayrıca da bunu gerçekten başarabilen çok az insan olduğunu düşünüyorum. Yani en azından hem bizim toplumumuzda hem de dünya geneli olarak benim gördüğüm gerçek bu yönde.  Maalesef ki çoğu gerçeğin can acıtıcı olması gibi bu gerçek de benim canımı acıtıyor. İnsan olabilmenin anlamını çoktan unutmuşuz orası da ayrı bir gerçek bunu bir kenara koyuyorum da bir daha hiçbir zaman insan olabilmek neydi hiç hatırlamazsak o zaman halimiz ne olur asıl bunun için endişeleniyorum. Çünkü ben  insanlık ne kadar zor durumda olursa olsun ancak ümidini kaybetmeyip pes etmezse bir şeylerin yoluna girebileceğine inanıyorum ve bunun için sadece benim değil birçok insanın çabalamasını istiyorum. Aslında ben eskiden burada daha fazla bir şekilde tavsiye  ya da ilham olabileceğini düşünerek yazılar paylaşıyor ve belki de asıl o zaman tüm insanlık için daha çok çaba gösteriyordum. Şimdi ise yaptığım bu değil. Çünkü şimdiki yazım daha çok bir günlük niteliğinde oldu. Ama şu da bir gerçek ki tüm insanlık için tekrardan çaba gösterebilmem gerekiyorsa önce kendim için çaba göstermeliyim. Kendimi iyileştirebilmeliyim ki etrafıma da bir faydam olsun. Ama bunu kendim için yapıyor olacağım.
Kendimi saklamıyorum ve iyi kötü birçok düşüncemi buraya aktarabilmek istiyorum. Bir şekilde yazdıklarımda bir kusur bulunur ve hevesim kırılır diye düşünüyordum. Ama burası benim dünyam ve kendi dünyama karşı yabancı hissedemem. 
Kendimi kaybettiysem bile artık eski beni arama çabasında değilim. Tüm yaşadıklarımla ve bu süreçte de edindiğim tecrübelerle eskisinden çok daha iyi ve güçlü bir şekilde olacağımı biliyorum. Herhangi bir şey için beklemiyorum. Kendine zaman tanıma kavramını kendime göre şekillendirdim ve hayatın akıp gittiğini kendime her zaman daha çok hatırlatmaya karar verdim. Bu sayede daha iyi olacağıma inanıyorum çünkü herhangi bir duyguyu ya da anı yaşamak için ne bekleyecek ne de kaybedecek vaktim var. Bu yazıyı okuyan herkes için bu geçerli çünkü sahip olduğumuz tek şey şu andan ibaret. 
And this is me trying.  

0 yorum:

Yorum Gönder

My Instagram

https://instagram.com/meryemttnc?igshid=b4u7xlse90gx